Smear-Kolposkopi-Servikal Lezyonlar- HPV Aşısı
Smear Testi
Smear testi rahim ağzının kötü huylu veya kötü huylu bir hastalığa dönüşme riski
taşıyan değişikliklerini tespit etmek için yapılır.Rahim ağzı rahimin dış ortam
ile olan bağlantısıdır. Rahim ağzı kanseri bu bölgeden köken aldığı için bu
bölgedeki hücrelerin değerlendirilmesi son derece önemlidir.
Smear alınması son derece basit bir yöntemdir ve kesinlikle ağrı ve acıya neden
olmaz. Jinekolojik muayene esnasında vajinal spekulum takıldıktan sonra rahim
ağzı görülür. Plastik fırça ile rahim ağzı ( serviks ) vajinaya dökülen hücreler
alınır.
Smear alınmasından önce 24 saat süre ile cinsel ilişkide bulunulmaması
sonuçların daha güvenilir olmasına yardımcı olur. Smear alınmasında önce 48-72
saat süre ile vajinal krem yada ilaç kullanılmamalı ve vajinal duş
yapılmamalıdır.
Smear testi taramasında yanlış negatif oranı %25’dir. Yani klinik olarak sonucu
patolojik hastalık olduğu halde smear bulgusu beklenen 100 kişiden 25’inde
normal smear çıkabilir.
Cinsel hayatı başlamış her kadın senede 1 kez smear testi yaptırmalıdır.
Patoloji saptanan hastalarda patoloji tipine ve tedavi şekline göre daha sık
tarama testi yapılabilir.
Smear sonucunda normalden kanserli hücreye kadar uzanan bir yelpaze vardır.
Basitçe normal anormal hücre düşük dereceli lezyon yüksek dereceli lezyon ve
kanserli hücre şeklinde sıralanabilir. Smear sonuçları ile ilgili hastalarımız
ile mutla konuşuruz ve nasıl bir yol izleneceği konusunda detaylı bilgi veririz.
KOLPOSKOPİ
Rahim ağzı, vajiina ve vulva dokularını bir büyüteç gibi genelde 4 ile 12 kere
büyüterek değerlendirilmesine olanak sağlayan ve tarama amacıyla kullanılan
aletin adına "kolposkop", yapılan işleme ise"kolposkopi" denmektedir.Kolposkopi
ilk olarak 1925 yılında bir Alman hekim Hans Hinselmann tarafından
uygulanmıştır.
Kolposkop yardımı ile muayene esnasında genital bölgede yerleşen rahim ağzı
kanserleri , vajina kanserleri ve vulva kanserleri veya kanser öncüsü
hastalıkları rahatlıkla ve ağrısız bir şekilde tanımlanabilir.
Kolposkopik inceleme ile çıplak gözle görülemeyen küçük patolojiler tespit
edilebilmekte ve daha sonra tedavileri yapılabilmektedir.
Smear testinde problem çıkması durumunda "asetik asit" sürülerek oluşan "aseto
white" (beyazımtırak) alanlardan biyopsiler alınarak şüpheli alanların kanseröz
veya kanser öncülü olup olmadığı teşhis edilebilmektedir.
Kolposkopi kimlere yapılır?
Anormal smear test sonuçlu hastalarda (ASCUS, LGSIL, HGSIL gibi şüpheli, hafif
veya orta düzey displazi saptanan olgularda). Bu hastalarda HPV enfeksiyonu
etkisi zaman içinde değişimler yaparak kanseröz durumlara sebep olabilmektedir.
Bozuk Smear sonucunda tedavi nasıl yapılır?
CİN-1 (Hafif Displazi)’deki spontan gerileme % 60-85 arasındadır. Gerileme 2 yıl
boyunca 6 aylık aralarla smear testlerle takip edilir. Eğer CİN-1 yani LSİL 2
yıldan daha uzun sürüyorsa tedavi krio, lazer ablasyon veya LEEP ile yapılır.
Sitolojik tetkikte HSİL saptanmışsa kolposkopi ile incelenip şüpheli alanlardan
direkt biopsi yapılır. Biopsi ile saptanacak CİN-2 ve CİN-3 teşhislerinde tedavi
LEEP’dir. Hastanın myoma uteri, rahim sarkıklığı, polip veya başka ek
hastalıkları varsa, bu hastalara ileri yaşları göz önüne alınarak histerektomi
(Rahim ameliyatı) teklif edilebilir.
Kolposkopi sadece anormaliği gösterir. Kesin tanı patolojik doku incelemesi ile
konulur. Kolposkopi eşliğinde bakılarak anormal bölgelerden biyopsi yapılması
ile kesin tanı konur.Gebe hastada kolposkopik inceleme ile invazyon şüphesi
yoksa biyopsi doğum sonrasında yapılır.
Tedavi seçenekleri:
- Lokal Eksizyon
- Elektrokoter
- Kriocerrahi
- Laser
- LEEP
HPV ve Aşısı
Human Papiloma Virus (HPV) ABD'de en sık görülen cinsel temasla bulaşan
hastalıklar arasındadır. Bu ülkede HPV virusu her yıl 6.2 milyon insana
bulaşmaktadır. HPV'nin kadın nüfusta her ne kadar bazı önemli hastalıklara sebep
olduğu bilinmekte ise de erkeklerde de hastalıklara neden olmakta veya kadınlara
bulaştırılmaktadır.
HPV aşısı rahim ağzı kanserine karşı koruyucu olup tedavi edici değildir.
Önceden tip 6,11,16 ve 18 HPV virusuyla karşılaşmış kişilerde hastalığı tedavi
etmez. Bu viruslerle karşılaşmadan önce aşı uygulananlarda koruyuculuğu
yüksektir. Ülkemizde Gardasil (kuadrovalan tip 6,11,16,18’e karşı) ve Cervarix (
bivalan aşı tip 16,18’e karşı) isimli aşılar mevcut olup 6 aylık süre içerisinde
3 doz şeklinde uygulanmaktadır.
Aşı hangi yaş aralığında yapılmalıdır?
HPV aşısı 12-26 yaş arasında genç kızlara ve en erken 9 yaş başlangıç olarak
yapılabilmektedir.
Cinsel yaşamı başlamış olan kadınlarda aşı koruyucu olmasına rağmen, cinsel
teması olmamış kişilere göre daha az korunmaktadırlar. Bunun nedeni cinsel
yaşamı başlamış olanlarda bazı HPV tipleri bulaşmış olabileceğinden aşının
koruma gücünde azalma oluşmaktadır. Buna rağmen herhangi bir HPV tipinde bulaşma
olsa dahi diğer 3 tipe karşı korumanın devam ettiği görülmektedir.
Kanıta dayalı tıp açısından erkeklerde HPV aşısına ait kesin bir kanıt henüz
yeterli değildir. Dolaylı veri ve bulguların ışığı altında penis, anüs kanseri
ve genital siğil gibi patalojiler üzerinde yararları olacağı düşünülmektedir.
Bilimsel çalışmaların seyrine göre erkeklerin aşılanmasının, kadınları da bazı
kanser tiplerinden dolaylı olarak koruyacağı düşünülmektedir. Fakat elimizde
kesin kanıtlar olmaması nedeni ile henüz erkekler üzerinde aşılama protokolleri
söz konusu değildir.
HPV aşısı halen gebelerde önerilmemektedir. Gebelerde ve anne karnındaki
bebekler üzerinde, aşının yan etkileri üzerine yeterli kanıt ve araştırmalar
yoktur. Bugüne kadar yapılan çalışmalar, gebelerde ve yeni doğan üzerinde
istenmeyen etkilerini göstermemiş olmasına rağmen ,mevcut çalışmalar kesin kanıt
açısından yetersiz kalmaktadır. Mevcut bilgiler, gebeliğin sona ermesinden sonra
aşıların başlamasını veya eksiklerin tamamlanmasını önermektedir.
HPV aşısı 4 tip viruse karşı yüzde yüz koruma sağlamaktadır. Bu 4 tip virüsün
oluşturabileceği serviks, vulva ,vagina prekanseröz oluşumlarını ve genital
siğillerini engellemektedir. Yukarıda belirtilen bu yüksek oranlı koruma 9-26
yaş arasında 4 tip HPV enfeksiyonu ile hiç karşılaşmamış kişileri kapsamaktadır.
HPV' nin 4 adet tipinden her hangi biri ile karşılaşmış bireylerde bu koruma
oranları düşmektedir. HPV aşısının mevcut prekanseröz lezyonları veya genital
siğilleri tedavi edici özelliği kesinlikle yoktur. Koruyucu etki ile tedavi
edici etkileri karıştırmamak son derece önemlidir.
Aşının kaç yıl süre koruduğu kesin olarak bilinmemektedir. Bugüne kadar yapılan
bilimsel çalışmalar, aşının koruyuculuğunun en az 5 yıl olduğunu kanıtlamıştır.
Koruyuculuğun 5 yıl üzerinde olabileceği düşünülmektedir fakat yeterli
çalışmalar yoktur.
Aşının bütün HPV virüslerine karşı koruma sağlamaması nedeni ile genital kanser
ve siğillere karşı tam bir koruma sağlamaması mümkün olmamaktadır. Rahim ağzı
kanserlerinin %30 oranına karşı koruma sağlanmamaktadır. Bu nedenle aşı sonrası
kadınların rahim ağzı kanserine karşı tarama testlerine (Pap Smear testi gibi)
devam etmeleri şarttır. Aynı zamanda genital siğillerinin %10 oranı kadarı aşıya
rağmen korunulmamaktadır. Bu nedenle diğer cinsel temasla bulaşan hastalıklara
ve koruma çatısı dışında kalan HPV türlerine karşı kişilerin gerekli duyarlılığı
göstermesi gerekmektedir.