İnfertilite

İnfertilite Tedavisi

Kısırlık tedavisinde ilk aşama nedene yönelik tedavinin denenmesidir.Nedeni belli olmayan kısırlık tedavisinde ise yardımcı üreme teknikleri kullanılabilir.

1.Yumurtlama takibi ve zamanlanmış ilişki Hastaya adetinin 2. ya da 3. gününde ultrason çekilir. Yapılan ultrasonografide rahim içinde ya da yumurtalıklarda tedaviye başlamak için bir engel yoksa hastaya yumurtalıkları uyarmak için ağızdan alabileceği ilaçlar verilir.

2.Aşılama (İntra Uterin İnseminasyon-IUI):
Sperme ait sayı, hareket, şekil ile ilgili hafif bozukluk durumlarında, rahim ağzı mukusta problem (sperm öldüren antikor) varlığında, cinsel ilişkiye girememe ve açıklanamayan infertilitede uygulanan bir yöntemdir. Bu yöntemle kadının yumurtaları hormonlarla uyarılır ve yumurtaların gelişimine göre işlemin uygulanacağı zaman belirlenir. Folikül adlı kesenin çapı 18-20mm’ye ulaştığında hcg enjeksiyonu-çatlatma iğnesi uygulanır. Erkekten alınan sperm örneği özel laboratuvar işlemlerinden geçirilerek kalite ve hareketlilik artırılır. Hızlı hareket eden sağlıklı spermler işlemde kullanılmak üzere ayrıştırılır. Hazırlanan sperm, muayene pozisyonunda özel bir kanül yardımı ile çatlatma iğnesi uygulandıktan 24-36 saat sonrasında kadının rahmine verilir ve işlemden sonra hasta yatarak yarım saat dinlendirilir. Bu işlemin başarı oranı da kişiden kişiye değişiklik gösterir.

3.IVF (In Vitro Fertilizasyon-Tüp Bebek):
IVF tedavisinde dışarıdan ilaçla uyarılan yumurtalar belirli aralıklarla yapılan ultrasonografi ile gelişimleri takip edilir. Folikül adı verilen yumurta kesecikleri belirli büyüklüğe ulaştığında yumurta toplama işlemi hazırlıklarına geçilir. Yumurtaların olgunlaşmasında rol oynayan Çatlatma İğnesi uygulamasını takip eden 35.- 36. saatte Yumurta Toplama İşlemi gerçekleşir. Elde edilen yumurtalar laboratuvar şartlarında özel solüsyonlar içinde toplanır. 37 derece vücut sıcaklığında kabinlerde (inkübatör) bekletilir. Nemli ve karanlık bir ortama sahip olan bu inkübatörler anne rahmini taklit etmektedir. Diğer taraftan hastanın eşinden alınan spermler laboratuarda özel işlemlerden geçerek hazırlanır. Hazırlık işlemlerinden sonra yumurtalar ile spermler mikroskop altında bir araya bırakılarak döllenmesi beklenir.İşlemden sonraki gün yumurtaların döllenmeleri, takip eden günlerde ise bölünmeleri kontrol edilerek tüm bilgiler hasta kaydına geçirilir. Embriyolog ve jinekologlar tarafından belirlenen uygun zamanda (işlemi takip eden ikinci, üçüncü, dördüncü veya beşinci gün) en kaliteli embriyolar seçilir. Uygun sayıda embriyo ince bir kanül vasıtası ile rahim içerisine yerleştirilir. Transfer edilecek embriyo sayısı, anne adayının yaşına, embriyoların kalitesine ve önceki denemelere göre değişiklik gösterir. Normal uygulamalarda bu sayı en fazla üç embriyo olarak sınırlandırılır.

4.ICSI (İntrastoplazmatik sperm enjeksiyonu- Mikroenjeksiyon):
Semen örneğindeki sperm sayısının, hareketliliğinin ve normal yapıdaki sperm sayısının az olduğu ya da normal sayıda sperm olmasına rağmen spermlerin yumurtayı döllemede başarısız olduğu durumlarda uygulanan bir yöntemdir. Mikroenjeksiyon işlemi uygulanacak yumurtaların olgun olup olmadıkları önceden tespit edilmelidir. Düzgün yapısal özellik gösteren sperm mikroskop altında yüksek büyütme ile seçilerek alınıp yumurta içine enjekte edilir. Bu işlemde tek bir sperm hücresi ile tek bir yumurtanın döllenmesi sağlanır. Bundan sonra ise IVF uygulamasında olduğu gibi ertesi gün döllenmeler, sonraki günlerde ise bölünmeler takip edilir. En iyi kalitedeki uygun sayıda embriyo anne adayının rahmine yerleştirilir

5.Semende hiç sperm yoksa uygulanacak tedaviler:
Semende sperm bulunmaması azoospermi olarak bilinir. Spermi taşıyan kanallarda tıkanıklık veya testislerdeki sperm yapımı bozukluğuna bağlı olarak ortaya çıkar. Tedavi yöntemi mikroenjeksiyondur. Bu tedavi yönteminde spermin elde edilmesi ürolog tarafından gerçekleştirilen ve TESA ya da TESE olarak bilinen cerrahi işlemlerle sağlanır. Günümüzde tüp bebek merkezlerine başvuran çiftlerin yaklaşık %5'i bu yöntemlerle tedavi edilmektedir.

6.In vitro matürasyon
Bu yöntem yumurtaların vücut dışında olgunlaştırılmasıdır. Özellikle yumurtlamayı uyaran ilaçlara aşırı cevap veren ya da hiç vermeyen polikistik overi olan kadınlarda tercih edilir. Yumurtalar ilaç uyarısı yapılmadan toplanır ve laboratuar ortamında olgunlaştırılır.

Preimplantasyon genetik tanı (PGT ya da PGD)
Doğacak bebeğin kromozomal yapısının, yani hücrelerindeki genetik maddenin sağlam olup olmadığı, gebelik sürecinde bazı tarama testleri (ikili ve üçlü test) ve gebelik kesesinden alınan sıvıda bebeğe ait hücrelerin incelenmesiyle (amniosentez) araştırılmaktadır.

Preimplantasyon genetik tanı, yani embriyonun anneye transferinden önce yapılan genetik inceleme, genetik hastalık taşıyıcısı veya hasta çocuk sahibi riskli çiftler için çok önemli bir tanı yöntemini oluşturur. Tekrarlayan gebelik kayıpları, ileri annelik yaşı, çok sayıda başarısız tüp bebek denemesi olan çiftlerde; PGT, önerilmektedir. Çiftler genetik hastalıkları dışlayan bu yöntem sayesinde sağlıklı çocuk sahibi olabilir.

Nasıl uygulanıyor?
Hastanın PGT için uygun olup olmadığı değerlendirildikten sonra hasta veya taşıyıcı bireylerden alınan kanda genetik hata araştırılır. Bunun için anne adayı, tüp bebek tedavisine hazırlanır. Elde edilen yumurtalar, baba adayının spermleri ile döllenir. Embriyolar 3. günlerine geldiklerinde (8 hücreli embriyo), içlerinden mikroskop altında1 ya da 2 hücre (plastomer) alınır. Plastomer biyopsisi denilen bu işlemi takiben hücreler genetik tanı laboratuvarına iletilir. Çeşitli işlemler sonrasında, hangi embriyoların hastalığı taşıdığı, hangilerinin taşımadığı tespit edilir. Hastalığı taşımayan embriyolar anne rahmine yerleştirilir. PGT konusu genetiğin bir yan kolu olarak onun kadar hızlı gelişiyor, ancak halen her embriyoya uygulanması kabul edilmemiştir. Uluslararası tıp camiasında genel kabul gören uygulama şekli, bilinen ailesel anomali olduğunda, önceki bebeklerde tespit edilmiş bir kromozom bozukluğu veya tekrarlayan düşükler olduğunda ya da anne yaşının ileri olup kromozom bozukluğu riskinin artmış olduğu durumlardır.