Jinekolojik Kanserler
Kadınlarda görülen kanserler içinde geç belirti verdiği için en tehlikelisi
yumurtalık kanseri olarak değerlendirilmektedir. Rahim kanserinin daha erken
belirti verdiği için yaşam süresinin yumurtalık kanserine göre daha iyi olduğu,
rahim ağzı kanserinin ise pap smear testi ile çok erken dönemde
saptanabileceğini belirtilmektedir.Kanser dünyada ölüme en fazla yol açan ikinci
hastalık olma özelliğini korurken jinekolojik kanserlerde de artış
gözlenmektedir. Rahim ağzı, rahim, yumurtalık, vajen, vulva ve tüplerde görülen
kanserlerinden oluşan jinekolojik kanserlerden korunmak için yılda bir kere
kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurulması ve test yaptırılması önerilir.
Kanser tiplerine göre risk faktörlerinin değişkendir.
Rahim ağzı kanseri: Sigara kullanımı, cinsel yolla bulaşan hastalıklar
özellikle insan papilloma virüs enfeksiyonu (HPV), erken yaşta cinsel ilişki,
kocası çok eşli kadınlar, düşük sosyo ekonomik durum risk faktörü kabul edilir.
Rahim kanseri: Şişmanlık, diyabet öyküsü, geç menopoz yaşı, kısırlık,
progesteron olmaksızın tek başına östrojen kullanımı riski artırmaktadır.
Yumurtalık kanseri: Belirgin bir neden saptanamamıştır. Ancak yaş, ailesel
faktörler yüksek hayvansal yağ içeren diyet, pudra kullanımı gibi çevresel ve
genetik faktörlerin yumurtalık kanserinde etkili olduğu düşünülmektedir. Örneğin
yaşam boyu bir kadının yumurtalık kanserine yakalanma riski yüzde 1.4 iken,
birinci derece akrabası yumurtalık kanseri olanda yüzde 5, iki adet birinci
derece akrabasında olan kadınlarda yüzde 7'ye kadar yükselmektedir.
BELİRTİLER NELER?
Jinekolojik kanserlerin belirtileri tutulan organa göre farklılık gösterir.
Rahim ağzı kanserinin belirtisi cinsel ilişki sonrası lekelenme tarzında vajinal
kanama, adet miktarında ya da süresinde artış, kahverengi vajinal akıntı olarak
ortaya çıkar. “İleri evrelerde bel ve kasık ağrısı, idrar yapmada güçlük ya da
bacak ödemi görülebilir. Rahim kanseri erken bulgu veren bir kanserdir, menopoz
öncesi ya da menopoz döneminde anormal kanamalarla belirti verir. Yumurtalık
kanseri ise geç bulgu verir ve bulguları spesifik değildir. Karın şişliği, ağrı,
hazımsızlık, karın çevresinde artış, anormal vajinal kanama en sık görülen
belirtilerdir. Geç bulgu vermesi nedeniyle yumurtalık kanseri olgularının yüzde
70'i evre 3 ve 4'de tanı konur. Vulva kanserinin en sık bulguları ise kronik
kaşıntı, vulvada ele gelen kitle, ağrı, kanama ve ülserlerdir.
JİNEKOLOJİK KANSERLERİN ÖLÜME YOL AÇMA RİSKİ
Jinekolojik kanserlerin ölüme yol açma oranları hastalığın evresine, histolojik
tipi ve derecesine, hastanın genel durumuna yaşına ve yapılan cerrahiye bağlı
olarak değişiklik gösterir. En kötü yaşam süresine sahip olan kanserin, geç
bulgu vermesi nedeniyle yumurtalık kanseridir. Rahim kanseri ise daha erken
belirti verdiği için yaşam süresi yumurtalık kanserine göre daha iyidir. Pap
smear yöntemi ile erken tanısı artan rahim ağzı kanserinde ortalama yaşam süresi
yüzde 80 civarındadır. Evre I yüzde 90, evre 2 yüzde 65, evre 4 için ise yüzde
15'dir.
TANIDA KULLANILAN YÖNTEMLER
Jinekolojik kanserlerin erken tanısı için geliştirilen yöntemler sayesinde
tedavideki başarı oranı da artmaktadır. Jinekolojik kanserlerden rahim ağzı
kanserini son yıllarda erken tanının en çok arttığı kanser türü olarak
değerlendirilmektedir. Bu kanserde Pap smear testi denilen rahim ağzından
dökülen hücrelerin sitolojik incelemeleriyle yapılan tarama yöntemi ile
gelecekte kanserleşme potansiyeli olan hücresel değişiklikler erken dönemde
tanınmaktadır. Bu lezyonların yok edilmesiyle rahim ağzı kanserinde ölüm
oranında belirgin bir azalma tespit edilmiştir. Öyle ki, tek bir negatif Pap
smear testi, rahim ağzı kanseri riskini yüzde 45 oranında azaltmaktadır. Rahim
ağzı kanseri için en etkin tarama yöntemi olan Pap smear testi 18 yaşın üzerinde
cinsel aktivitesi olan her kadına yılda bir kez önerilmektedir.
RAHİM VE YUMURTALIK KANSERİNDE ERKEN TANI
Jinekolojik kanserlerde kullanılan tarama yöntemleri rahim kanserinde çok etkili
değil. Rahim kanseri genellikle erken belirti verdiği için tanısı rahatlıkla
konulmaktadır. Riski yüksek olan şişman, diyabetik, östrojen tedavisi gören
kişilerde tarama yapılmalıdır. Tarama için vajinal sonografi, endometrial
biyopsi ve ofis histeroskopi kullanılabilir.
Vajinal ultrasonografiyle ölçülen rahim içi tabakasının kalınlığı 4 milimetrenin
altındaysa rahim kanseri riski çok düşüktür. Tüm jinekolojik kanserler arasında
en ölümcül olan yumurtalık kanseri için etkin bir erken tanı ve tarama yöntemi
ne yazık ki yoktur. Yıllık rutin muayene erken tanı için yeterli değildir. İlk
kez 1980'li yıllarda tanımlanan Ca-125 tümör belirteci adlı yüzey antijeniyle
yumurtalık kanserinin yüzde 80'i saptanabilmektedir. Ancak menopoz öncesi
döneminde Ca-125 değerleri gebelik, rahim iç dokusunun rahim dışındaki
bölgelerde bulunması olarak tarif edilen endometriozis, iyi huylu yumurtalık
kistleri gibi bir çok nedene bağlı olarak yükselebilir. Ayrıca erken dönemdeki
yumurtalık kanserlerinin yüzde 50'sinde Ca-125 normal olarak bulunmaktadır.
Transvajinal ultrasonografi ve Doppler ultrason ile Ca-125'in birlikte kullanımı
taramanın niteliğini artırsa da rutin inceleme için yeterli değildir.
JİNEKOLOJİK KANSERLERDE TEDAVİ
Jinekolojik kanserlerin tedavilerindeki başarı hastalığın evrelerine göre
farklılık göstermektedir. Etkin tedavinin genellikle cerrahidir. Hastalara tam
cerrahi evreleme yapılmalı ve tümör kitlesi minimum seviyeye indirilmelidir.
Cerrahi evreleme sadece rahim ve yumurtalıkların alınması değil kanserin tüm
karın içinde yaygınlığının araştırılması ve yayıldığı belirlenen bölgelerin
temizlenmesi anlamına gelir. Böylece hasta ileride alacağı kemoterapiden
maksimum fayda görür. Genellikle yumurtalık kanserinin ilk sonrası kemoterapi
takiben ve “ikinci bakış ameliyatı” denilen tekrar bir operasyon yapılır. Bu
ameliyatın sonucunda gerekirse tekrar kemoterapi verilir. Rahim ağzı kanserinin
erken evrelerinde cerrahi uygulanırken ileri evrelerde radyasyon terapisi temel
tedavi seçeneğini oluşturur. Rahim kanserinde ise yine cerrahi ilk tedavi
seçeneğidir. Sonrasında radyoterapi ve gerekirse kemoterapide uygulanabilir.
Jinekolojik kanserli olgularda tedavi ve izlem multidisipliner yapılmalıdır.
Hastalıkların nükslerinde birden fazla tedavi kombine olarak kullanılabilir.
KORUNMAK İÇİN ÖNERİLER
Jinekolojik kanserlerin nedenleri çok farklı olduğu için korunmada da birçok
faktörü dikkate almak gerekiyor. Rahim ağzı kanserinden korunmak için cinsel
yolla bulaşan hastalıklardan özellikle insan papillom virüs (HPV)
enfeksiyonundan korunma ön plana çıkmaktadır. Üreme çağında doğum kontrol hapı
kullanan kadınlarda, rahim ve yumurtalık kanserlerin görülmesinde belirgin
oranlarda azaldığı bilinmektedir. Sigara kullanımı da rahim ağzı kanser riskini
artırdığından sigaranın bırakılmasını önerilmektedir.
Rahim ağzı kanseri: Rahim ağzı kanserinin erken tanısı ve tedavisi mümkün
olduğundan mutlaka her yıl belirgin bir yakınma olmasa da Pap smear testi
yapılmalıdır. Son yıllarda HPV enfeksiyonları için aşı uygulaması ve aşı
üzerindeki çalışmaları sürmektedir.
Rahim kanseri: Aşırı kilo alımının engellenmesi, karşılıksız östrojen
alınmaması ve kanserleşme potansiyeli olan rahim hastalıklarının uygun tedavi
edilmesi gerekmektedir.
Yumurtalık kanseri: Doğum kontrol haplarının kullanılması ve ailede
yumurtalık kanseri varlığında koruyucu girişimler önerilebilir. Yani yumurtalık
alınabilir.Ancak bu her zaman yumurtalık kanserini ortadan kaldırmayabilir.
Jinekolojik kanserlerden korunma en iyi rutin yıllık muayenelerin ihmal
edilmeden yaptırılması ile gerçekleşir.