Menopoz
MENOPOZ, ovaryan aktivitenin bitmesine bağlı olarak menstruasyonun kalıcı olarak
kesilmesidir.Men (month) ve pausis (durma) kelimelerinden gelmektedir. Normal
ovulatuar sikluslarda meydana gelen değişikliklerden menopoza kadar geçen
yıllara PERİMENOPOZAL geçiş yılları adı verilir.Tek önemli gösterge mentrüel
düzensizliktir. KLİMAKTERİUM perimenopoz, menopoz ve postmenopozal yılları içine
alan bir tanımlamadır. Menopoz yaşı), Türkiye’ de ortalama 48 olduğu kabul
edilmektedir. Erken menopoz için ailesel hikaye önemlidir. Sigara içenlerde
1.5-2 yıl önce olmaktadır. Zayıf kadınlarda menopoz biraz daha erken görülür.
Alkol kullanan kadınlarda menopoz daha geç görülmektedir.
NEDENLERİ:
- Doğal
- Cerrahi
- Erken menopoz
- Erken ovaryan yetmezlik
- Kemoterapi/radyasyon
Menopoz sonrası hormon üretimi:
FSH yaklaşık 10-20 kat, LH 3 kat artıyor. Maksimum seviyelerine 1-3 yıl sonra
ulaşıyorlar. Uzun yıllar sonra hafif düşmeler gösteriyorlar. LH kandan daha
çabuk temizlendiği için FSH seviyeleri daha yüksektir.
MENOPOZAL PROBLEMLER:
- Vazomotor semptomlar (sıcak basması, terleme, çarpıntı…)
- Uyku problemleri
- Ürogenital atrofi
- Alzheimer Hastalığı
- Kardiyovasküler değişiklikler
- Osteoporoz
ATEŞ BASMALARI:
Ani başlayan yoğun ısı artışı hissi ile birlikte baş, boyun ve göğüs derisinde
kızarmayla kendini gösterir. Bazen aşırı terleme ile son bulur. Genellikle 1-5
dakika sürer. Sıcak ortamlar, BMI>27 olanlarda, Sigara içenlerde, Fiziksel
aktivitesi az olanlarda, Sosyo-ekonomik seviyesi düşük olanlarda sıklığı
artmaktadır. Mekanizma tam olarak anlaşılamamıştır. Bilinen, östrojen
eksikliğiyle direk ilişkili olduğudur.
ATROFİK DEĞİŞİKLİKLER:
Östrojen eksikliği vajinada kollojen ve adipoz doku kaybına neden olur. Rugalar
düzleşir ve kaybolur. Yüzey epitel dış fibröz tabakasını yitirir ve duvar
incelir. Vajen frajil ve minor travmalarla kanayabilecek hale gelir. Vajinal
duvardaki damarlar daralır ve sekresyonlar azalır. Vajen esnekliğini kaybeder ve
pH daha alkalik hale gelir. İlişki sırasında ağrı, ilişki sonrası kanama,
kaşıntı, rahatsızlık hissi ve yanma olabilir. Enfeksiyona daha açık hale
geldiğinden vajinit tablosu hakim olabilir. Üretrit, sistit olabilir. Tedavide
östrojen içeren kremler kullanılabilir.
PSİKO-FİZYOLOJİK ETKİLER:
İnvolusyonel melankoli menopoz ilişkisi artık kabul edilmemektedir. Çalışmalarda
menopozla depresyon arasında bir ilişki gösterilememiştir. Halsizlik,
sinirlilik, baş ağrıları, uykusuzluk, irritabilite, eklem ve kas ağrıları,
çarpıntılar erken menopozal dönemde görülen sık şikayetler olmakla birlikte,
östrojenle ilgili olması ihtimalleri zayıftır. Perimenopozal mod değişikliklerin
en önemli sebebi muhtemelen zaten var olan depresyondur. Hormonal değişikliklere
bağlı mod değişiklikleri de olabileceği ancak bunların oranının oldukça düşük
olduğu kabul edilmektedir.
KOGNİTİF FONKSİYONLAR VE ALZHEİMER HASTALIĞI:
Östrojenin özellikle hafıza üzerine olumlu etkileri olduğunu gösteren bir çok
çalışma vardır. Ancak etki yoktur diyen çalışmalarda olduğundan konu
tartışmalıdır. Daha düşük östrojen seviyeleri olanlarda kognitif fonksiyonların
daha fazla bozulduğu gösterilmiştir.
KARİYOVASKÜLER ETKİLER:
Menopozal dönem öncesinde kalp hastalıkları daha azdır. Menopozdan sonra
(özellikle 65 yaş) risk belirgin derecede artar. Erken menopozla kardiyovaskuler
hastalıkların artmış morbidite ve mortalitesi arasında yakın ilişki vardır. 35
yaşından önce menopoza girenlerde kalp krizi riski 2-3 kat artar.
OSTEOPOROZ:
Osteoklast(kemik yıkım hücresi) ve osteoblastlar(kemik yapım hücresi) arasındaki
denge önemlidir. Düşük kemik kütlesi ve bozulmuş mikromimariye bağlı olarak
kemik kırılganlığının artmasıdır. Minimal travmayla veya travma olmaksızın
kırıklar meydana gelir. Kırık riskini belirleyen 2 önemli etken menopoza
girildiği zamanki kemik kütlesi ve menopoz sonra meydana gelen kayıp hızıdır.
Suboptimal kemik gelişimi (peak kemik kütlesinin düşük olması) ve yaş bağımlı
kemik kaybı gibi faktörlerde etkili olmakla birlikte, kırık gelişiminde esas
önemli faktörün menopoz sonrası ilk 5-10 yılda meydana gelen hızlı kemik kaybı
olduğu kabul edilmektedir. Prepubertal ve pubertal kızlarda kalsiyum desteği
önemlidir. Menopozda böbrekten kalsiyum atılımında belirgin artışlar olduğu
gösterilmiştir. Klinik çalışmalar, böbrekler tarafından filtre edilen kalsiyumun
düzenlenmesinde östrojenin önemini göstermiştir. Östrojenin barsaklarda direkt
kalsiyum emilimini arttırdığına dair kanıtlar olmakla birlikte, esas etkinin
vitamin D’nin etkisini potansiyalize etmesiyle olduğu sanılmaktadır. Hastalarda
bel ağrısı (vertebral kompresyon kırıklarının major klinik bulgudur), boy
kısalması ve hareketliliğin azalması, vertebral, humerus, üst femur, distal
önkol, kaburga kırıkları olabilir. KMD(kemik mineral dansitesi) ölçülmesi;
hormon tedavisine başlarken hastanın karar vermesini kolaylaştırır, tedaviye
yanıtı değerlendirmede özellikle bazı hasta gruplarında faydalıdır (sigara
içenler), Glukokortikoid, tiroid hormonu, antikonvulzanlar ve heparin
kullananlarda total kemik kütlesini görmek için gereklidir, osteoporoz tanısını
doğrulamak ve ciddiyetini değerlendirmek için önemlidir, kırıkla gelen
postmenopozal hastalarda kemik kütlesinin değerlendirilmesinde faydalıdır. En
iyi sonuçları DEXA vermektedir.
Tedavide kullanılan ilaçlar:
- Raloksifen (SERM)-Evista
- Kalsiyum (günlük en az 1000 mgr elementer kalsiyum, estrojen yoksa 1500 mgr)
- Vit D (400 IU)
- Bifosfonatlar (Alendronat- FOSAMAX, Risendronat-ACTONEL)
- Calcitonin (MİACALSİC)
- Tibolone (Livial)
- Teriparatide (PTH-Osteoblastları uyarıyor)