Gebelik Dönemi ve Gebelik Takibi
Gebelik 40 hafta devam eden bir süreçtir ve her biri yaklaşık üçer aydan
oluşan toplam üç ayrı bölüme ayrılır. Trimester (trimester=latince üç ay) adı
verilen bu bölümlerin her biri hamilelik döneminde birer dönüm noktasıdır.
İlk trimester, bebeğinizin organ gelişiminin büyük ölçüde tamamlandığı, annenin
gebeliğe uyum sağladığı dönemdir. İkinci trimester bebeğin organ gelişiminin
hızla devam ettiği, annenin de gebeliğe tümüyle adapte olduğunuz dönemdir.
Üçüncü trimester ise doğuma yapılan hazırlıkların hızla devam ettiği bir
dönemdir. Bebeğinizin akciğerlerinin olgunlaşması, annenin de fiziksel ve ruhsal
olarak doğum eylemine hazırlanması bu dönemde gerçekleşir.
Gebelik takibi gebeliğin başından doğum sonrasına kadar anne ve bebeğin durumunu
değerlendirmek, anne-babayı bilgilendirmek, anne ve bebekle ilgili olası
sorunları önlemek veya tespit etmek amacıyla yapılan muayenelerdir. Bu
muayenelerin gebelik oluşmadan önce çiftlerin gebelik planladığı anda başlaması
daha doğrudur çünkü bu durumda gebelikten önce annede gebelikle ilgili veya
başka konuda bir problem varlığı araştırılır, gebeliğe hazırlık için vitamin ve
gerekirse başka ilaçlar verilir, aile gebelik hakkında bilgilendirilir, böylece
annenin gebeliğe en sağlıklı şekilde başlaması sağlanır.
Gebelik takibi, gebeliğin belirlenmesinden doğuma kadar geçen 40 haftalık (Son
adet tarihinden itibaren) süreçte anne adayının düzenli ve periyodik
kontrollerinin yapılmasıdır.
Her gebe kadının gebelik süresince bir sağlık elemanı veya kurumu tarafından
izlenmesi gereklidir. Annenin gebelikte sağlıklı olması, sağlıklı bebek
doğurması doğum öncesi bakımla sağlanır. Bu kontrollerde olabilecek sağlık
sorunları erkenden belirlenebilir, gerekli önlemler zamanında alınabilir,
doğumun doğru zamanda ve en iyi koşullarda yapılması sağlanır.
Gebelik takibi gebeliğin ilk 3 ayı içinde (tercihen gebelik testi pozitifliğini
takriben hemen) başlamalı, başlangıçta aylık kontroller yapılırken son 3 ayda
gebenin durumuna göre sıklaştırılmalıdır.
İlk gebelikte kadının anneliğe uyum yapabilmesi için yardıma gereksinimi vardır.
Bu nedenlerle ilk gebeliklerde doğum öncesi bakım özellikli ve önemlidir. Her
kontrolde ağırlık ölçümü, kan basıncı ölçümü, karın muayenesi ve ultrasonografi
ile bebeğin büyümesinin takibi ve varsa gebenin mevcut şikayetleri
değerlendirilir. Gebelik öncesi dönemde yapılmamışsa ilk muayenede tam kan
tablosu, rutin biyokimya ölçümleri, açlık kanşekeri, hepatit markerları, kan
grubu tayini, vitaminB12 düzeyi ve idrar kültürü yapılır. Dönem dönem tam kan
sayımı görülür, gebe kadın vajinal ve idrar yolu enfeksiyonu açısından düzenli
aralıklarla sorgulanır ve gerekirse kültür testleri ile enfeksiyon ekarte
edilmeye çalışılır.
Gebeliğinin yaşının belirlenmesinde son adet tarihinin rolü tartışılmazdır.
Gebelik haftası ve beklenen doğum tarihi son adet tarihine göre belirlenir.
Belirli dönemlerde yapılması gereken bebek anomalileri tarama testleri ve bebek
iyilik hali değerlendirme testleri vardır. Dolayısı ile gebelik yaşının tespiti
son derece önemlidir. Son adet tarihi hatırlanamıyor ise USG’ de embriyonun ilk
görüldüğü tarihteki ölçümü ile haftası tespit edilebilir. Erken dönemde kalp
atımı varlığı olan emriyo transvajinal USG ile 6. gebelik haftasından itibaren
tespit edilebilir. Bu dönemde gelişme geriliği veya ilerililiği söz konusu
olmayacağı için son adet tarihini hatırlayamayan veya adet düzensizliği olan
gebelerde USG ile belirlenmiş bir son adet tarihinden bahsedilir.
İlk 3 ayda takip; gebelik tarihine ne kadar erken başlanırsa sonuçlar anne ve
bebek açısından o kadar başarılı olacaktır. İzlemeye detaylı bir öykü alımı,
genel bulgular, özgeçmiş, soygeçmiş sistemik hastalıkların sorgulanması, akraba
evliliği yönünden araştırılması ile başlayıp kayda geçirilir, boy ve kilosu
kaydedilir. Ortalama gebelik süresinde 10-12 kg. ve üzerinde kilo alınmaması
ideal olandır.
11-14. Gebelik haftaları arasında USG ile ense kalınlığı ölçümü, burun kemiği
ölçümü yapılmalı fetal kromozomal anomali taramasının ilk basamağı olan ikili
tarama testi yapılmalıdır.
16-18. gebelik haftaları arasında yine öncelikle en sık görülen Down sendromu
başta olmak üzere birtakım kromozomal anomalileri tanımamıza yarayan üçlü test
yapılmalıdır. Amniyosentez anne karnındaki bebeğin bulunduğu ortamdan kromozomal
inceleme için sıvı alma yöntemine verilen isimdir. 35 yaşın üzerindeki anne
adaylarına ve üçlü testinde riski yüksek çıkan (1/270 ve üstü) anne adaylarına
tanı amaçlı uygulanan bir prosedürdür. Riski emin ellerde ve steril konularda
çok düşüktür, binde 2 civarındadır. Bu risk en çok karşımıza koryoamniyonit
(rahimin ve zarların enfeksiyonu) ve bebeğin kaybı olarak ortaya çıkar.
Amniyosentezde bebeğe ait kromozomlar incelenir ve down sendromu %100’e yakın
bir oranda tespit edilir. Ancak sakat gebeliğin tespiti durumunda sonlandırma
kararı her zaman ve istisnasız aileye aittir.
20-24 haftalar yapılan detaylı USG dönemidir. Bebeğin olabilecek tüm iç ve dış
fiziksel anomalileri tespit edilebilir.
24-28 haftalar arasında gebelik şekeri taraması olan 50 gr. glukoz testi tüm
gebelere uygulanır. Standart değerlerin üzerindeki durumlarda 100 gr. glukoz
testi uygulanır. Bu testte de iki değer ve üzeri yüksek ise gebelik şekeri
(gestasyonel diabet) kabul edilerek kan şekeri takibi altında gebe bir
diyetisyene konsülte edilerek günlük kalori alımı hesaplanır. Az sayıda hasta
insülin kullanımına gereksinim duyar. Gebelik şekeri varlığı bebekte
sakatlıklara yol açmaz ancak böyle bebeklerde görülen en sık sorun doğum
ağırlığında artış, normal doğum komplikasyonlarının daha fazla görülmesidir.
Ayrıca bu bebekler doğduktan sonra akciğer sorunlarına bağlı solunum sıkıntısı,
kan tablosunda glukoz ve bazı minerallerin düşmesine bağlı olarak metabolik
sorunlar yaşarlar.
Kan uyuşmazlığı olan gebelerde uyuşmazlık iğnesi ortalama 27-28 haftada
yaptırılır. Ayrıca gebeliğin 7. Haftasından itibaren herhangi bir dönemde
yaşanacak vajinal kanamalar sonrası ve amniyosentez sonrası bu iğne rutin
uygulanmalıdır.
28. haftadan sonra gebe kadın 36.haftaya dek 4 haftada bir görülmelidir. Kan
basıncı, kilo takibi yapılmalı, bebeğin ölçümleri kaydedilmelidir, yine bu
dönemde erken doğumu düşündürecek bulgular taranmalı, USG ile rahim ağzı boyu
ölçülmeli, vajinal akıntı sorgulanmalı, karakter değişikliği varsa vajinal
kültür alınmalıdır. Erken doğum eyleminin ve suyun erken gelmesinin (36.haftadan
önce) en önemli sebebi enfeksiyondur. Bu nedenle tüm gebelik boyunca belirli
aralıklarla idrar kültürü (hastanın şikayeti olmasa da) yapılmalı, riskli
hastalardan vajinal kültür alınmalıdır. Bu dönem gebelik tansiyonunun
(preeklampsi) da başlayabileceği dönemdir. Bu nedenle gebenin ödemi, tansiyonu
ve kilosu çok yakın takip edilmeli risk altındaki hastalar daha sık kontrole
çağırılmalıdır.
36. hafta ilk pelvik muayenenin yapıldığı ve doğumun planlanmaya başladığı
haftadır. Anne veya bebekle ilgili bir sorun yoksa (annenin medikal
hastalıkları, 4000 gr. ve üzeri bebek, makat geliş) doğum normal vajinal doğum
olarak planmalıdır. Anne için de bebek için de sağlıklı ve fizyolojik olanı
normal vajinal doğumdur. Sezaryen doğum asla vajinal doğuma bir alternatif
değildir. Normal doğumun gerçekleşmeyeceği veya komplikasyonlu
gerçekleşebileceği durumlarda başvurulan cerrahi bir prosedür, bir ameliyattır.
32. gebelik haftası ile birlikte nonstress test (NST) denilen bebeğin anne
karnındaki iyilik halini gösteren teste başlanır. Ve doğuma kadar dönem dönem
tekrarlanır. Son derece basit ancak o derece kıymetli bir testtir. Bebeğin
fizyolojik durumunu ortaya koyar. Doğum eylemi esnasında da bu cihaz ile bebeğin
kalp atımları yakından takip edilerek rahim kasılmaları ile olan ilişkisi
gözlemlenir.
36. haftadan sonraki kontroller haftalık olarak yapılır. Yine annenin kan
basıncı, kilosu, ödemi, bebeğin büyüme eğrisi, suyu, plasentası değerlendirili.
Doğum eyleminin yakınlığı tesbit edilir. Bebeğin ve annenin rutin kontrolü
yapılır. 40. hafta artık beklenen doğum günüdür (son adet tarihine göre). Doğum
eylemi kendi kendine başlamıyor ise bekleme süresi pratikte maximum 1 haftadır.
Tüm gebelerin sadece %5’i kendiliğinden beklenen doğum tarihinde doğum eylemine
girerler. Gün aşımı gebelikte, gebe 2-3 günde bir görülerek eylem başlamıyor ise
ortak belirlenen bir tarihte indüksiyon (suni sancı) için yatırılır ve doğum
eylemi gerçekleştirilir. Suni sancıda uygulanan yöntem normalde anne kanında
bulunan oksitosin hormonunun kontrollü olarak serum şeklinde verilmesi ve rahim
ağrılarını tetiklemesi şeklindedir. Normal doğum ağrısından herhangi bir farkı
yoktur.