İlaçsız Tüp Bebek

İlaçsız Tüp Bebek

Günümüzde in-vitro fertilizasyon ve embriyo transferi (IVF-ET) tedavisi başarısını kanıtlamış bir tekniktir. Bu tekniğe alternatif olarak FSH ya da diğer ovulasyon uyarıcı ilaçları kullanmadan, bir başka deyişle stimule edilmemiş overlerden alınan immatür oositlerin in-vitro maturasyonu (IVM) giderek artan ilgi uyandıran bir reprodüktif teknolojidir. İlaç kullanımı gerektirmediği için tedavi maliyetlerini azaltması yanında gonadotropinlerin kullanımına bağlı yan etkiler olan kilo alımı, abdominal şişkinlik, meme hassasiyeti, bulantı, huy değişimleri ve en önemlisi ovarian hiperstimulasyon sendromu (OHSS) olmaması IVM'in avantajlarıdır. Overian stimulasyon ile uzun süre sonra ortaya çıkabilecek ovarian kanser arasında ilişki konusunda çelişkili yayınlar mevcuttur . Bu çelişki de IVM ile bertaraf edilmektedir.

IVM ilk kez Cha tarafından sezeryan esnasında yapılan ovarian biopsiden elde edilen immatür oositlerde başarı ile uygulanmıştır. Trounson ve arkadaşları ise polikistik overi (PCO) olan bir hastadan ilk kez transvaginal ultrason rehberliğinde immatür oositlerden elde ederek oluşturdukları gebeliği rapor ederek IVM'i klinik uygulamalara sokmuşlardır. Başlangıçtaki düşük gebelik oranları nedeni ile pek rağbet görmeyen bu teknik son yıllarda çıkan yayınlarla, özellikle PCO'lu kadınlarda yeniden güncellik kazanmıştır.

Ultrasonografide PCO saptanan hastalar klinik (amenore, oligomenore, hirsutism) ve endokrin (yüksek LH ve androgenler, artmış LH/FSH oranı) olarak polikistik over sendromu (PCOS) olmasalar dahi OHSS gelişimi açısından artmış risk altındadırlar. Prospektif bir çalışmamızda 20 PCOS'lu kadında uygulanan 25 IVM siklusunda oosit toplanmasından önce 10.000 IU hCG uygulaması ile % 40 klinik gebelik oranı yayınlayarak bu tekniğin PCOS'lu hastalarda IVF'e bir alternatif olduğu ortaya konmuştuk. Klasik IVF tedavisine kötü yanıt veren (4 ya da daha az oosit alınması) hastalarda hiç ilaç kullanmadan bu sayıda oosit elde etmek IVM'i bir tedavi alternatifi olarak klinik kullanıma sokabilir mi sorusunun yanıtı aranmıştır. IVF'deki kullanılmakta olan ilaçlar ve bunlara bağlı ortaya çıkabilen yan etkiler bir grup gönüllünün sırf bu nedenle oosit bağışında bulunmalarını engellemektedir. Bunlar için de IVM cazip bir alternatiftir. Klinikteki bir başka uygulama ise in vitro matur hale getirilen oositlerden elde edilen embryoların dondurulup çözülmesinden sonra sağlıklı bebeklerin doğması ile elde edilmiştir.

Son yıllarda düşük dozlarda gonadotropin kullanımı ile oluşturulan daha az agresif ovarian stimulasyon protokollerine olan arzu, hatta ideali ovarian stimulasyonu tümüyle ortadan kaldırmanın gerekliliği konusunda yayınlar çıkmaktadır. Stimule edilmemiş siklusda normal overleri, polikistik overleri ve polikistik over sendromu olan kadınlarda uygulanan IVM sonunda normal overli kadınların PCO ve PCOS grubundan elde edilen oosit ve gebelik bakımından anlamlı farklar gösterdiğini ortaya koyduk. Polikistik overli hastalarda IVF ve IVM uygulamaları karşılaştırıldığında IVF'de IVM'e kıyasla daha fazla oosit edilmiş olmasına rağmen klinik gebelik ve canlı doğum oranlarında istatistiki fark olmadığı, ancak IVM grubunda hiç OHSS yok iken IVF grubunda %11'lik OHSS varlığı ortaya çıkardık. In vitro oosit maturasyonu yönteminin hangi hastalar için uygun bir yöntem olduğu ya da bir başka deyişle erken folliküler faz ultrasonografisi ile o siklusda kaç oosit elde edilebileceğini öngörmenin mümkün olabileceği de yine içinde bulunduğum bir grup araştırmacı ile birlikte açıkladık. Erken folliküler faz ultrasonografisi kadar embriyo transfer günü yapılacak olan ultrasonografi de endometrial değerlendirmeyi vermesi açısından IVM programının başarısı için gereklidir.

Bugün içinIVM yukarda sayılan klinik uygulamaları ile IVF'e bazı durumlarda alternatif olabilecek, gelecek için ümit vadeden ancak daha fazla klinik çalışmaya ihtiyaç gösteren bir tedavi modalitesi olarak önümüzde durmaktadır.