Haberler

Tüp bebek yıldızı

Kanada'da "ilaçsız tüp bebek" yöntemini geliştirip yüzde 40 gebelik sağlayan İzmirli Dr. Bülent Gülekli yurda döndü, şimdi Türk çiftleri çocuk
sahibi yapacak. DOKUZ Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Gülekli, 2 yıl önce dünyanın
en önemli tüp bebek merkezlerinden birine sahip olan Montreal'deki Mc Gill Üniversitesi'nde çalışmaya başladı.

Risk ortadan kalkıyor
ÜNİVERSİTE yönetimi, başarı istatistikleriyle meslektaşlarını geride bırakan Gülekli'yi, uygulamalar sırasında anne adayının kullanmak zorunda olduğu, hayatını tehdit
edebilen ilaç riskini ortadan kaldırmayı amaçlayan ‘‘ilaçsız tüp bebek’’ projesinin başına getirdi.

İzmir’de de uygulanacak YÖNTEMİ başarıyla geliştirip 190 vakada yüzde 40 gebelik oranı sağlayan Gülekli'nin çalışması dünyanın en büyük serisi olarak uluslararası kongre ve dergilerde kabul gördü. İzmir'e dönen Gülekli, ‘‘Tüp bebek merkezimizi bir an önce açıp, yöntemi ilk kez ülkemde uygulamak istiyorum’’ dedi.


İlaçsız yöntem ne oluyor?
TÜP bebek uygulamaları sırasında anne adayına hayatını tehdit eden ilaçlar veriliyor. Bu riskin ortadan kaldırılması amacıyla IVM (In vitro matarasyon) denilen ilaçsız
yöntem gündeme getirildi. Bu uygulamayla hem hasta hem de hekim büyük zaman kazanıyor, maliyetler de yarıya düşüyor.


Bağış yasağı kalkmalı
TÜRKİYE'de yasak olan yumurta bağışının yurtdışında serbest olduğunu, bu sayede yumurtalıkları olmayan ve erken menapoza giren kadınlara anne olma şansı
verildiğini belirten Doç. Dr. Gülekli, ‘‘Bu yöntemle ilaç riskinden bağış yapmaya çekinen kadınların çekincelerini ortadan kalkacak’’ dedi.


Nasıl davet edildi?
1990 yılında İngiltere'de Prof. Dr. Howard S. Jacops'un yanında bir yıl süreyle tüp bebek üst ihtisası yapan Doç. Dr. Gülekli, Kanada'ya gidişini şöyle anlatı; ‘‘Beni Kanada'ya davet eden Mc Gill Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Doğum Kliniği Başkanı Prof. Dr. Seang - Lin Tan, benden beş yıl önce Dr.Jacops'un öğrencisi olmuş. Buradaki çalışmalarım böyle bir davetin kapılarını açtı. Ziyaretçi profesör olarak çalışmak üzere çağrıldım. Tüp bebek merkezinde çalışmaya başladım. Bizden farklı sistemleri var. Her hafta her hekimin istatistikleri çıkarılıyor. 4 - 5 aylık çalışmamda istatistiklerim diğer meslektaşlarımın çok üstündeydi.


Projeden haberim yoktu
İLAÇSIZ tüp bebek projesinden haberim yoktu. İstatistiklerimin sonucunda sorumluluğu bana verdiler. Benim için büyük şans, onur oldu. Hastanın seçiminden takibine,
yumurta alımından döllenmesine, nakline kadar tüm klinik çalışmaları gerçekleştirdim’’ dedi. İLAÇSIZ tüp bebek yönteminin ilk kez Kore'de denenip bir vaka takdimi yapıldığını belirten Gülekli, ‘‘Sezeryan olmuş bir hanımdan karnı açıldığında yumurtalıklardan parça almışlar. Başarılı olunmamış. Daha sonra 1996 Avustralya'da bu işlem yapılmış. Onlar ultrason eşliğinde yumurta almaya başlamışlar. Ancak çalışmalar bir iki vakadan öteye gidememiş. Bu kadar uygulama alanı bulamamış. Biz bunu çok genişlettik. 190 vakada yüzde 40 gebelik oranı sağladığım çalışmam New England Journal Of Medicine Dergisi'nde yayınlandı, İtalya ve Amerika'daki kongrelerde sunuldu. Dünyanin en büyük serisi olarak kabul edildi. Yöntemi tıbbın kullanımına sunduk. Bundan sonra diğer merkezlerin de bunu yapıp, aynı şekilde olduğunu göstermeleri gerekiyor’’ diye konuştu.


İlaçsız yöntem nedir?
TÜP bebek uygulamaları sırasında anne adayına hayatını tehdit eden ilaçlar verildiğini bu riskin ortadan kaldırılması amacıyla IVM (In vitro matarasyon) denilen ilaçsız tüp bebek yönteminin gündeme geldiğini belirten Doç. Dr. Gülekli, şu bilgileri verdi: ‘‘NORMAL tüp bebekteki işlem yaklaşık bir buçuk ay sürüyor. İlk kullanılan ilaç grubu, hastanın kendi hormonlarını salgılamasını baskılaması için kullanılan ilaçlar. Bir hafta 20 gün arasında hastanın kendi hormonlarını bastırıyor. Verdiğimiz ilaçların bir takım riskleri var. Bu risklerden birisi yumurtalıkların aşırı uyarılması. Bu hayati tehlike arz edebiliyor, sakatlıklar, felçler gelişebiliyor. İkinci komplikasyon ise çoğul gebelik. İlaçsız olan bu yöntemde hastaya hiçbir ilaç kullanılmıyor.Hasta adet görüyor, hiçbir ilaç kullanmıyor. Birinci gününden itibaren saymaya başlıyor. 8. gününde bir daha ultrason yapılıyor. 8. gün tedaviye uygun ise adetin 10 ila 14. günü arasında her hangi bir günde yumurta toplama işlemi yapılıyor. Yumurta toplamı işlemine başlamadan 36 saat önce hastaya yumurtaların son olgunluğa geçebilmesi için bir tek iğne yapılıyor. O klasik tüp bebek yönteminde de yapılıyor. Hastadan gelişmemiş yumurtalar alınıyor. Bu yumurtalar bir kültür ortamına alınıyor. Hastaya verilen ilaçlardan sadece tek bir ampül o kültür ortamına konularak yumurtanın olgunlaşması sağlanıyor. 24-28 saatte yumurtalar olgunlaşıyor. Suni ortamda olgunlaşan yumurtalara yine dış ortamda sperm enjekte ediliyor. Döllenme sağlanıyor. Döllenmiş yumurta (embriyo) kadın rahmine naklediliyor. Klasik tüp bebek yöntemindeki gibi. Hasta ilaç riskinden kurtulduğu gibi hem hasta hem hekim büyük zaman kazanıyor, maddi manevi büyük ajantaj sağlıyor. Maliyet te yarı yarıya düşüyor.’’


Yumurta bağışı yasağı kalkmalı
TÜRKİYE'de yasak olan yumurta bağışının yurtdışında serbestçe yapıldığını ve bu sayede yumurtalıkları olmayan ya da erken menapoza giren kadınlara anne olma şansı verildiğini belirten Doç. Dr. Gülekli, ‘‘Tüp bebek uygulaması yumurtalığı olmayan kadınlara anne olabilme olanağı tanıyor. İlaçsız tüp bebek yöntemi ise ilaç riski yüzünden yumurta bağışı yapmaya çekinen kadınların çekincelerini ortadan kaldırıyor’’ diyerek şöyle konuştu: ‘‘Türkiye'de sperm rezervi tartışılabilir, ancak yumurta bağışı ve rezervinin hiç tartışılmaması gerek. Tıp bu durumdaki kadınlara annelik şansı tanıyor, Türk hekimleri ise bu olanağı kullanamıyor. Bu konuda bağnazlık kalkmalı. Çünkü parası olan yurtdışına gidip bu olanaktan yararlanıyor, olmayan kaderine boyun eğiyor. Embriyonun dondurularak saklanması da bir zamanlar yasaktı, kalktı.Türkiye'de de yumurta bağışı serbest bırakılmalı.’’ Doç. Dr. Bülent Gülekli, 2 yıl boyunca çalıştığı Mc Gill Üniversitesi'nden ayrılırken verilen plaketin
onurunu eşi Ebru Gülekli ile birlikte yaşıyor.