Haberler

Tüp bebekte yeni yöntemler

2 Mart 2004 — Laboratuvar ortamındaki gelişmeler sonucu artık embriyonun 5 gün bekletilebildiğini, bu süreye de yaşama şansı en fazla olan embriyoların gelebildiğini belirten Prof. Dr. Bülent Gülekli, “PGD testiyle gerekli durumda,embriyonun kromozom yapısını inceleyip, sağlıklıysa transfer ediyoruz. IVM yöntemiyle de ilaçsız tüp bebeğe yöneliyoruz” dedi.


Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Gülekli, tüp bebek tedavi yöntemlerindeki gelişmelerin, bilimin ufkunu genişlettiğini bildirdi. Gülekli,önceleri doğal bir siklusda (adet görme dönemleri) tek bir yumurtayla şans aranan tüp bebek yönteminde, daha sonra bir ayda 10-15 arasında yumurta elde etmeyi amaçlayan ilaç rejimlerinin geliştirildiğini kaydetti. Gülekli, hastanın daha fazla hastaneye gelmesi ve tetkikler yaptırmasını gerektiren bu uygulamanın, işlem maliyetini artırdığını ve çok embriyo transferinin, çoğul gebelikleri artırdığını söyledi. Prof. Dr. Gülekli, “İkiz, bir yere kadar üçüz kabul edilebilir ama bunun üzerindekiler istenmeyen durumdur. Bu tür gebelikler,erken doğumlara yol açmakta, bebeğin yaşama şansını azaltmakta ve maliyeti yükseltmektedir” dedi.


Bugün geliştirilmeye çalışılan “hasta dostu tedavi protokolleri” ile dünyanın tüp bebek yönteminde tekil ve sağlıklı bir gebeliğin elde edilmesine yöneldiğini
bildiren Prof. Dr. Gülekli, bu amaçla transfer edilen embriyo sayısının kısıtlanmasına yönelik çalışmaların yapıldığını belirtti. Prof. Dr. Gülekli, “hasta dostu tedavi protokolleri” ile çok fazla yumurta elde edilmemesinin,tedaviye bağlı ortaya çıkabilecek, yumurtalıkların aşırı uyarılması denilen ciddi sağlık riskleri taşıyan durumu da önleyeceğini ifade etti. Gülekli,İngiltere’de ikiden fazla embriyo transferinin yasaklandığını, Kuzey Avrupa ülkelerindeyse tek embriyo transferine gidildiğini söyledi.


DOĞAL ELEME
“Amaç mutlaka gebelik değil, sağlıklı gebelik” diyen Prof. Dr. Gülekli,laboratuvar ortamındaki gelişmelerin, doğanın da yardımına zemin oluşturduğunu kaydetti. Prof. Dr. Gülekli, “Başlangıçta embriyoyu iki gün laboratuvar ortamında bekletebiliyorduk. Şimdilerde beşinci güne kadar gidebiliyoruz.Beşinci güne kadar gelebilen embriyolar (blastosist), doğa tarafından yaşama şansı en fazla olanlar olarak kabul ediliyor. Bu aşamadaki 1-2 blastosistin transferi, eğer gebe kalınacaksa, ihtimali en yüksek düzeye çıkarıyor” dedi.


SAĞLIKLI EMBRİYO TRANSFERİ
Tüp bebekte yaşanan bir başka gelişmeyi “Preimplantasyon Genetik Tanı” PGD testi yönteminin oluşturduğunu kaydeden Prof. Dr. Gülekli, genetik geçiş gösteren
hastalığı olanlar, bir çok tüp bebek denemesinde gebe kalamayanlar ile sebebi bilinmeyen düşükleri bulunanlarda bu çalışmanın yapıldığını söyledi. Embriyo 8
hücre aşamasına gelince bunlardan birinin alınarak, kromozom yapısının incelendiğini, sağlıklıysa transferinin yapıldığını bildiren Bülent Gülekli, insan GENOM projesinin tamamlanmasıyla bütünüyle sağlıklı embriyo transferinin de mümkün olacağını belirtti.


Tüp bebeğin tıbba kattığı bir başka gelişmenin, kök hücre konusu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Gülekli, embriyodaki her türlü hücreye dönüşebilme yeteneği olan
bu hücrelerden, gelecekte hasarlı organların onarımında yararlanılabileceğini söyledi.


Prof. Dr. Gülekli, yumurtalıkta henüz olgunlaşmamış yumurtaların toplanıp laboratuvar ortamında olgunlaştırılarak, mikroenjeksiyonla döllendiği İn Vitro Matürasyon (IVM) yöntemiyle de artık ilaçsız tüp bebek uygulamasının mümkün hale geldiğini kaydetti. Prof. Dr. Gülekli, “Bu olgunlaşmamış yumurtalar dondurulup daha sonra çözüldüğünde olgun hale getirilebilirse, gelecekte tedavinin çok daha basitleşeceğini ve kanser nedeniyle yumurtalıkları alınan hastaların da çocuk sahibi olabileceğini söyleyebiliriz” dedi.