Haberler

İlaçsız tüp bebek yöntemi,IVM

İlaçsız tüp bebek yöntemi olarak bilinen IVM, Dokuz Eylül Üniversitesi’nde yapılan seri uygulaması ilk sonuçlarını verdi. Yüzde 33’lük oranla dünyanın diğer merkezlerinde elde edilen başarıyı yakaladıklarını belirten Prof. Dr. Bülent Gülekli, “Bu yöntem için başka bir uygulama alanı daha doğdu. Bazı tipte kanser tedavisi gören, ailesinde kanser geçmişi olan ve bu korkuyu barındıran hastalar için de IVM uyguluyoruz” dedi. Klasik tüp bebek yöntemine alternatif olarak geliştirilen ve anne adayına ilaç verilmeden yumurtaların dış ortamda olgunlaştırılmasını sağlayan IVM’in (In Vitro Maturasyon), Türkiye’de ilk kez Dokuz Eylül Üniversitesinde başlanılan seri uygulamasında, ilk gebelik sonuçları alındı. IVM’i 1998 yılında seri olarak Kanada Mc Gill Üniversitesinde uygulayan ve bu çalışmaların ilk olarak 1999 yılında saygın bilim dergilerinden New England Journal of Medicine’de yayınlanmasını sağlayan DEÜ Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Başkanı ve Tüp Bebek Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bülent Gülekli’nin, DEÜ’de 1.5 ay önce başlattığı seri uygulamada, dünya standartları yakalandı.

DÜNYA BAŞARISINI YAKALADIK
Prof. Dr. Bülent Gülekli, IVM sonucu elde edilen gebeliklerde dünya başarı ortalamasının yüzde 35’lerde olduğunu belirterek, “Bizde elde edilen oran, dünyanın bu işi yapan merkezleriyle benzeşmekte. Bizden daha kötü olanlar var, yüzde 23’le Fransızlar ve bizden daha iyi olan, ancak çok yüksek sayıda (1500) hasta üzerinde deneyerek, yüzde 37 başarıyı yakalayan Kore’deki bir merkez gibi. Dokuz Eylül Üniversitesi, bu yöntemde şu anda dünyanın diğer merkezlerinde elde edilen başarıyı yakalamış durumda” dedi.

IVM’İN YARAR ALANLARI
IVM’in,hastaların yumurtalarını herhangi bir ilaç kullanmadan vücut dışına alıp, bunları dış ortamda olgunlaştırdıktan sonra, klasik tüp bebek işlemiyle oluşturulan embriyonun rahim içine yerleştirilmesi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Gülekli, bu işlemin hangi hastalarda uygulandığını şöyle anlattı:

İLACA BAĞLI RİSKLER SIFIRLANDI

“Bu işlem, klasik olarak başlangıçta dünyada bir grup hastaya uygulandı. Bu hasta grubu, yumurtalıklarının içinde fazla sayıda yumurta olan polikistik over denilen hastalardı. Ama bugün için başka hastalara da uygulanabilir hale geldi. Biz burada IVM’i, kocasında hiç sperm olmadığı için çocuk sahibi olmada güçlük çeken hanımlar ile yumurtalıklarındaki yumurtalarında ilaç kullanımı sonrası olgunlaşma problemi olan, ayrıca klasik tüp bebek yönteminde ilaca kötü cevap veren hastalara da uygulanmaya başladık. Böylece kadınlarda ilaca bağlı gelişebilecek risk, sıfıra inmektedir.”
 
KANSER KORKUSU OLANLARA DA IVM
Prof. Dr. Bülent Gülekli, “kanser korkusu taşıyan veya kanserli olup tedavisi gereken” yeni bir hasta grubunun çıktığını belirterek, bu durumda IVM’in yeni bir uygulama alanının daha doğduğunu bildirdi. Bir grup meme
kanseri hastasında klasik tüp bebek yöntemiyle verilen ilaçların, östrojen seviyesini daha fazla artırması nedeniyle hastalığın kötü seyirde gitmesine neden olabildiğini ifade eden Prof. Dr. Gülekli, “Hali hazırda meme kanseri tedavisi gören hastalara, klasik tüp bebek yöntemindeki gibi ilaç verilmediği için IVM uygulanabilir. Biz de merkezimizde bu hastalara yönelik olarak uuygulamayı başlatmış bulunuyoruz.

HER HASTAYA UYGULANMIYOR
Ayrıca ailesinde meme kanseri öyküsü bulunan hastalar için de östrojen reseptörlerine bakmak koşuluyla bu yöntem, uygun bir yöntem olarak dünyada uygulanmaya başladı. Biz de merkezimizde bunu uyguluyoruz. Ancak şunu bilmekte yarar var ki bu, her hasta için uygun bir yöntem değil. Eğer her hastaya uyulamaya kalkarsanız, bu yöntemi başarısızlığa mahkum edersiniz.”