Tüp bebek doktoru sonunda baba oldu
Yüzlerce çifti çocuk sahibi yapan Prof. Dr. Bülent Gülekli ve eşi Ebru
Gülekli de 9 yıl sonra bu mutluluğu tattı. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp
Fakültesi Tüp Bebek Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bülent Gülekli ve eşi Ebru Gülekli
yıllardır çocuk özlemi çekiyordu. Çift pek çok denemeden sonra geçtiğimiz hafta
tüp bebek yöntemiyle dünyaya gelen ikizleri Eliz ve Nazım'ı kucaklarına aldı.
MUCİZE İKİZLER
Ebru Gülekli'ye tüp bebek yöntemini Prof. Gülekli'nin ekibi uygulamış. "Eşimin
sayesinde birçok aile çocuk sahibi olurken benim çocuğum olmuyordu. Bu da içimi
burkuyordu" diyen Ebru Gülekli yine de umudunu hiç yitirmemiş. Babalık
heyecanını yaşayan Gülekli'ye göre de ikizler kendileri için gerçek bir mucize.
Tüp bebek doktorunun mucizesi
Dokuz Eylül Üniversitesi Tüp Bebek Merkezi Müdürü Prof. Dr. Gülekli ve eşi 9
yıllık çabanın sonunda anne baba oldu. Anneler Günü'nü heyecanla bekleyen Ebru
Gülekli, Nazım ve Eliz'e sarılırken "Bu inanılmayacak bir şey, rüya gibi" diyor.
Bülent Gülekli, neredeyse her gün en az bir çiftin özlemle bekledikleri
bebeklerine sarılmalarını, bağırlarına basmalarını izliyor. Aslında sadece
izlemiyor çünkü bu özleme o son veriyor. Annenin bebeğini dünyaya getirdiğinde
ne hissettiğini, babanın biraz çekimser de olsa çocuğunu kucağına aldığında
yaşadığı dalgalanmaları en iyi o anlıyor. "Bülent Gülekli de kim? Onun çiçeği
burnunda ebeveynleri iyi anladığını da nereden çıkarıyorsun?" diye mi
sordunuz... Hemen tanıtalım Bülent Bey'i ve eşi Ebru Hanım'ı... Prof. Dr.
Gülekli, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Tüp Bebek Merkezi Müdürü, Ebru
Hanım ile 9 yıllık mutlu bir evliliği var. Veeee, 9 yıldır çektikleri bebek
hasreti geçen hafta ikizleri dünyaya gelince son buldu... Şimdi gelin, bu
Anneler Günü'nü büyük bir heyecanla bekleyen Ebru Gülekli ile yıllardır mutluluk
kaynağı dağıttığı ailelere kendininkini de ekleyen profesörün hikayesini en
baştan dinleyelim...
ADIM ADIM GİDİLEN YOL
Prof. Dr. Gülekli, 1982'de Hacettepe Tıp Fakültesi'nden mezun olmuş; iki yıllık
mecburi hizmetinin ardından da 1989'da kadın hastalıkları ve doğum uzmanı.
Eğitimine 1990-1992 arasında Londra'da Prof. Howard S. Jacobs'ın yanında,
reprodüktif endokrinoloji yani kadınların hormon bozuklukları, çocuk sahibi olma
güçlükleri gibi konular üzerine devam etmiş. Tüp bebekle ilgili ilk eğitimini
İngiltere'de almış. Türkiye'ye döndüğünde Ankara'da Dr. Zekai Tahir Burak Kadın
Hastanesi Tüp Bebek Merkezi'nde çalışmış 3 yıl. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp
Fakültesi tarafından tüp bebek merkezinin kuruluşuna katkıda bulunma çağrısı
alan Prof. Dr. Gülekli, açılış aksayınca, Kanada Montreal'deki McGill
Üniversitesi Tüp Bebek Merkezi'nden gelen 2 yıllığına davetli profesör olarak
çalışma teklifini kabul etmiş. 2001'de tekrar Dokuz Eylül Üniversitesi'ndeki
görevine dönen Prof. Dr. Gülekli, üç yıldan bu yana faaliyette bulunan Tüp Bebek
Merkezi'nin de müdürü... Yani kariyeri boyunca attığı adımlar, hayatının
mutluluğunu yaşaması ve eşiyle paylaşması için basamak olmuş hep. Şimdi biraz
soluklanalım isterseniz... Bu başarılı hayatın, özel kısmında neler olup bitmiş,
bakalım. Ebru-Bülent Gülekli çiftinin tanışma öyküsünü anlatsın bize: "Eşim Ebru
ile 1996'da İzmir'de tanıştık. Halasının kızı ve damadı kolejden arkadaşlarım.
Rahmetli kayınpederim Ertan Yorgucu, görev için geldiği İzmir'de acilen
hastalanıp hastaneye kaldırılınca, buraya daha önce hiç gelmemiş olan Ebru ve
annesine yardımım olur mu diye halası beni aradı. Böylece tanışmamızı da
sağladı. Ağustos ayında tanışmıştık, aralıkta evlendik. İkimizin de ailesi
Ankara'da yerleşik olduğu için düğün de Ankara'da yapıldı."
SIKINTIYA SOKAN SORULAR
Peki, hemen çocuk sahibi olmak istediler mi yoksa birkaç yıl beklediler mi?
Cevabı Ebru Gülekli veriyor... Durun önce onu da tanıyalım. Ankara Üniversitesi
Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni 1991'de tamamlayan Ebru Hanım, bankacılık
sektöründe çalışmış. Ta ki, krize kadar. Çalıştığı banka, bir başkasıyla
birleşince de "istihdam fazlası personel"den sayılmış. Gümrük Başmüdürlüğü'nde
göreve başlamış. Cevabı merak mı ediyorsunuz? "Evlendikten hemen sonra çocuk
istedim. Çünkü 28 yaşındaydım. Çocuk istemeyecek lükse sahip değildim." Çiftin
çocuk özleminin önündeki engel Ebru Hanım'ın yumurtalıklarındaki kistmiş.
1997'den itibaren 20'ye yakın deneme yapan çiftin yüzü, 10 ay önce gülmüş...
Ancak bunu sır olarak saklamışlar bir süre. Ebu Gülekli, o yılları ve neler
hissettiğini şöyle anlatıyor: "Türk milleti meraklıdır biliyorsunuz. Okul biter
ne zaman evleneceğinizi sorarlar; evlenirsiniz çocuğunuzun ne zaman olacağını.
Herkes sordukça bir süre sonra fenalık geçiriyorsunuz. Kinayeli laflar eden bile
oldu o yıllarda. O yüzden kimseyle paylaşmadım bu süreci." Tüm bu sıkıntıya
rağmen çift, hiçbir zaman "Bizim çocuğumuz olmayacak" diye düşünmemiş.
Birbirlerine güvenmişler. "Benim içim çok rahattı" diyor Ebru Hanım: "Çünkü
kendimi çok güvende hissediyordum. Bülent bizim birçok arkadaşımızı da tedavi
etti. Onların da çocuk sahibi olmasını sağladı. Ona güvenim hep tam. Bülent,
yapılan işlemin sonucunun pozitif olduğunu söyleyince çok mutlu oldum. Ama
sevincimi tam yaşayamadım. Çünkü bazen testin sonucu pozitif çıksa da gebelik
olmuyor. Buna biyokimyasal gebelik deniyor. Daha önce bunu yaşamıştık. Bu yüzden
ilk üç ay sevincimizi kimseyle paylaşmadık." Bu uzun uğraşının ardından Nazım ve
Eliz, 29 Nisan Cuma günü saat 08.30'da dünyaya gelmiş. Ebru Gülekli, "Epidural
anesteziyle yapılan sezaryen yöntemiyle dünyaya getirdim onları. Bebeklerin
çıkışında kendimi tutamayıp ağladım" diyor. Hislerini anlatan çiftin sözleri
neredeyse birbirini aynı: "İnanamadığınız bir şeyin gerçekleşmesi bu. Mucize
gibi bir şey. Sanki rüyadaymışsınız gibi, inanamıyorsunuz ama gerçekler."